“Sahaya inmeyen öğrenciye diploma yok” sloganıyla Türkiye’de sayılı vakıf üniversitelerinden biri olan Çankaya Üniversitesi, Ankara’da yürüttüğü kümelenme projeleriyle ‘sanayi-üniversite işbirliği’ kavramına farklı bir boyut kazandırdı.
Sıtkı Alp Eğitim Vakfı tarafından kurulan Çankaya Üniversitesi, 4 fakülte, 2 enstitü, 1 meslek yüksekokulu ve 4 araştırma-uygulama merkezi ile 1997-1998 öğretim yılında faaliyetine başladı. Yürüttüğü projelerle kabına sığmayan dinamik bir üniversite olduğunu kanıtlayan Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç ile konuştuk.
Güvenç duvarları olmayan, sahaya inmeyene diploma vermeyen bir eğitim kurumu olduklarını belirtiyor. Güvenç, kurumun eğitim sektöründeki prensibini şu ifadelerle özetliyor: “Biz üniversitenin içinde bulunduğu toplumun her türlü hastalığından, derdinden, sorunundan sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Bu toplumsal sorumluluğumuzun bilincinde olarak, elimizde olanı, yani bizde olanı, yani bilgiyi, toplumumuzla paylaşmaya, sanayimiz ile kaynaşmaya, onların sorunlarını çözmeye ve rekabetçiliklerini artırmaya çalışıyoruz. Tüm alanlarımızda öğrencilerimize gösterdiğimiz hedef şudur. ‘Sahaya inmeyene diploma yok!’”
Çankaya Üniversitesi’nin arkasında bir holding, bir sermaye grubu bulunmuyor. Kurucu Sıtkı Alp, matematik öğretmeni olarak hep eğitimin içinde yer almış bir girişimci. Arı Dershaneleri ve Okulları’nın kurucusu ve sahibi olan Sıtkı Alp’in dışında bugün tüm Alp Ailesi’nin ikinci kuşağı da eğitimci. Üniversitenin kurucu heyetinin eğitim kökenli olması öncelikle kurumsal süreçlerle ve amaçla yönetilen, sağlam ve sürdürülebilir bir kurum olmasını sağlamış. Bu kurumsal yapı Çankaya Üniversitesi’nin kaynaklarını daima eğitim – öğretim, araştırma, sanayi ile işbirliğine ve girişimciliğe yöneltmesini mümkün hale getirmiş. Üniversitenin eğitim, araştırma ve üniversite sanayi işbirliği olmak üzere üç temel kulvarda sorumluluğu bulunuyor. Rektör Güvenç, bu üç kulvarda da önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini, çoğu zaman bu üç kulvarı birbirinden ayrı kategorize etmenin doğru olmadığını çünkü bu alanlarda yapılan faaliyetlerin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğunu belirtiyor. Güvenç, yaklaşık 5 bin mezunu, 4000 lisans ve 1500 lisansüstü öğrencisi ile, dünya ölçeklerine göre küçük bir üniversite olduklarını belirtiyor.
Çankaya Üniversitesi’nin, kuruluşunun 10. yılında, 22 Ekim 2007 tarihinde temelleri atılan ve 2010-2011 öğretim yılında faaliyete geçen Yeni Kampüsüyle birlikte Ankara’da, biri Balgat’ta, biri Eskişehir Yolu 29. km’de olmak üzere iki kampüsü bulunuyor. Balgat Kampüsü’nde, Hukuk ve Mimarlık Fakültesi, Adalet Meslek Yüksekokulu, Sosyal ve Fen Bilimleri Enstitüleri, Eskişehir Yolu 29. km’de bulunan Merkez Kampüs’te ise Fen-Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Çankaya Meslek Yüksekokulu yer alıyor.
Çankaya Üniversitesi’nde şu anda 5 fakülte, 20 bölüm, 3 programlı 2 meslek yüksekokulu ile iki enstitü altında 15 yüksek lisans programı ve 6 doktora programı bulunuyor. Güvenç, önümüzdeki dönem, Elektrik – Elektronik Mühendisliği ve İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yüksek Lisans programını hayata geçirmeyi planladıklarını açıklıyor.
Kümelenmenin merkezinde bir üniversite
Kümelenme bir bölgesel kalkınma modelidir. Bu modelde genellikle üniversite, devlet, yerel yönetim, OSB’ler gibi sivil toplum ve finans kuruluşları ile bir arada, bir bölgede yoğunlaşmış firmalar birbiri ile rekabet içinde gönüllü işbirliği yaparak, uzmanlıklarını ve inovasyon yeteneklerini artırırlar. Tek başına yapamayacakları işleri işbirliği – güçbirliği ile yaparlar. Bunun sonucunda rekabetçilikleri artar ve daha yüksek katma değerli ürün üreterek bunları dünyaya satar ve zenginleşirler.
Çankaya Üniversitesi, 2007 yılından beri kümelenmeyi bölgesinde ve yurt sathında geliştirmek için yoğun faaliyetler yürütüyor. Rektör Güvenç, KOBİ Tedavi Projeleri’nin sanayi ile üniversiteyi yakınlaştırdığını ve karşılıklı güven ve işbirliğini oluşturduklarını aktarıyor. Güvenç, şöyle diyor: “Akademisyenlerimiz, birçok projede firmalarımıza danışmanlık yapmakla, birlikte Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı projeleri gerçekleştirmektedir. Bu sayede üniversitedeki bilgi sanayinin hizmetine sunulmakta, biz de sanayiden gerçek problemleri öğrenme ve onların teknolojisini kullanarak faydalanmaktayız. Yani kazan, kazan, kazan. Üniversite kazanıyor, sanayi kazanıyor, bölge ve ülke, sonunda insanımız kazanıyor.”
Çankaya Üniversitesi, kurulduktan 10 yıl sonra, 2007 yılında OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı ile bölgede ‘Kümelenme’ için çalışmalara başladı. İlk iş olarak en uygun sektörleri belediklerini aktaran Güvenç, yürüttükleri işbirliği çalışmalarını şöyle anlattı: “Bir yıl sonra ise İş ve İnşaat Makineleri (İŞİM) Kümelenme Derneği, Üniversitemiz ve OSTİM OSB birlikteliğiyle kuruldu. Kümelenme faaliyetlerimiz daha sonra, 2 AB Leonardo Projesi ile devam etti. Bu projeyi Ekonomi Bakanlığı için AB kaynakları ile yapılan KOBİ Kümelenme Projesi izledi. 2013 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Esnaf ve Sanatkarları Destek Projesi (ESDES) kapsamında Mevcut Durum Analizi projesini gerçekleştirdik. Bodrum Yat Kümesi, Mevlana Kalkınma Ajansı için Kümelenme Projesini Ahiler Kalkınma Ajansı için yaptığımız kümelenme projesi izledi ve devam ediyor.”
KOBİ Tedavi Projeleri
Güvenç, şu an Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğü, İş ve İnşaat Makinaları Kümesi’nin (İŞİM) 2007’de kurulduğunda yaklaşık 50 üyesi olduğunu, bugün bu sayının 120’yi geçtiğini anlatıyor. Güvenç, yürüttükleri çalışmalara ilişkin şu bilgileri veriyor: “Üniversitemiz geçen 7 yıl içinde çoğu KOBİ seviyesinde olan firmaların sorunlarına çareler üretmek, onlara yardımcı olabilmek amacıyla 350’den fazla KOBİ Tedavi Projesi yaptı. Bu projelerde Üniversitemiz öğrencileri, danışman hocaları ile birlikte bu firmaların tesislerine gider, KOBİ çalışanları ile birlikte o KOBİ’nin acil çözüm bekleyen sorunları analiz edilir ve bunlar arasından belirlenen bir konu proje konusu olarak seçilir. Güvenç şu bilgiyi veriyor: “Bu proje 9 ay boyunca sürer ve karşılıksız veya sembolik bir ücretle yapılır. KOBİ Tedavi Projeleri İŞİM Kümesi firmalarının birbirine ve kümeye inancını geliştirdi. Bu firmaların birbirine ve kümeye güven duygularını geliştirdi. 350 projede ortalama 3 öğrenci ve 2 öğretim elemanı firma temsilcileri ile birlikte 9 ay çalışmak yaklaşık 17500 insan / ay bu firmalara katkı sağlamak demektir. Sadece bu bile bölgemizdeki sanayi faaliyetlerine yaptığımız büyük bir katkıdır.”
İŞİM Kümesini OSTİM’de diğer kümelerin kurulması izlemiş. Savunma Sanayi Kümesi, Yenilenebilir Enerji Kümesi, Medikal Kümesi ve Kauçuk Sanayicileri Kümesi gibi. Bu kümelerde hep İŞİM`in tecrübelerinden yararlandı.
Küme Geliştirme Ekibi Türkiye’de ilk
Güvenç, 2010 yılı başında Girişimcilik ve İnovasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni (GİMER) kurduklarını belirterek Çankaya Üniversitesi’nin, belki de dünyanın hiç bir üniversitesinde olmayan bir yapısını anlattı: Küme Geliştirme Ekibi (KGE). “KGE, her bölümden, farklı uzmanlıklardan gelen 25 üyeden oluşuyor. Ekip 2007 yılından beri aralıksız olarak her Çarşamba günü sabahı toplanır ve üniversite – sanayi ilişkilerini görüşür, projelerdeki gelişmeleri paylaşır, neler yapılacağı konusunda beyin fırtınası yapar ve yeni fikirler üretir. Burada temel konu üniversite – sanayi ilişkisidir. Temelde üniversite – sanayi işbirliğini daha iyi nasıl yaparız, nasıl geliştiririz sorularına cevap ararız. Bu bizim üniversitemize özgüdür. Bizde bu kültür oluşmuş ve genlerimize işlemiştir. Eğitim – öğretim ve araştırma yanında üniversite – sanayi işbirliği bizim ana işlerimizden birisidir.”
Çankaya Üniversitesi bünyesinde an itibarıyla 10 adet araştırma merkezi faaliyet gösteriyor. Kümelenme Mükemmeliyet Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni, 2013 yılında faaliyete geçiren Çankaya Üniversitesi, aynı zamanda kendi imkanlarıyla araştırma laboratuvarları kuruyor: Nanoteknoloji Laboratuvarı (NanoTAL), Optik ve Fotonik Laboratuvarı (OFAL), Optoelektronik Laboratuvarı, Robot Teknolojileri Laboratuvarı.