KOBİ´lerin dış ticarete ve ihracata yönelik en büyük sorunları sıralanırken şu üç öğe ön plana çıkmaktadır hep: Finansman- Teknoloji kullanımı- Dış pazarlardaki sert rekabet. KOBİ olarak nitelendirebileceğimiz tüm üretim birimlerinin, küçük ölçekte olmaları nedeniyle düşük üretim hacmi, kredi kurumları karşısında diğer büyük firmalar gibi güçlü duramaması ve sermaye darlığı nedeniyle teknoloji kullanımı konusunda geride kalması ve bu nedenle dış pazarlara belli bir kalite seviyesinin üstünde ürün sunmanın yüksek maliyeti gibi sorunları, hep bu 3 öğenin varlığı nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
Teknoloji kullanımı ile ilgili verilerde, KOBİ´lerin yarısından fazlasının en ufak teknoloji yatırımı yapmadığı belirtiliyor. Geri kalanların ise mümkün olduğunca teknolojik yatırımlarını sürdürmelerine rağmen, finansman darlığı nedeniyle yeteri kadar etkin bir yatırım söz konusu olmadığı için (özellikle profesyonel olmayan çözümler ve yetersiz çözüm ortakları nedeniyle) yatırımdan beklenen verim artışı olmayabiliyor.
Konu ihracat olunca da finansman ve teknoloji eksikliği öğelerine bir de sert rekabet ve büyük firmaların ihracat bağlantısı avantajları da ekleniyor. Genel olarak bakıldığında da zaten KOBİ´ler üretimlerinin ortalama %20 civarını (Türkiye´deki imalat sektöründeki KOBİ´leri baz aldığımızda) ihraç edebiliyorlar. Toplam ülke ihracatı içindeki pay ise %10´lar civarında geziniyor. (Toplam işletmelerin %99 KOBİ olmasına rağmen, rakamların bu kadar düşük olması ayrı bir tezat elbette)
Benzer şekilde kredi olanaklarından (örneğin banka kredilerinden) yararlanma oranı %5 ´lerde (özellikle ihracat kredilerinde) dolanırken, kimi AB ülkelerindeki KOBİ´lerin ihracat payı ve kredi yararlanma oranları ise % 30´ların çok üstüne çıkmaktadır. Rakamlar bunu söylüyor ama sorunların birbiriyle bağlantısı olması da çözümü zorlaştıran ve bu rakamları ortaya çıkaran etkenlerden biri tabii ki. Örneğin, teknoloji yatırımıyla ilgilenmeyen ya da ilgilense de etkili çözümler yerine baştan savma yatırımlarla yetinen firmalar, istenen ve beklenen verimliği yakalayamıyor. Düşük verimlilik dolayısı ile maliyetleri de düşürmüyor. Dış pazarlarda başarılı olmanın yolu, düşük maliyetli ama kaliteli ürün sunmaktan geçtiğine göre, daha baştan bu verimlilik dezavantajı nedeniyle ihracat olanakları tıkanıyor. Verimlilik için teknoloji yatırımlarının gerekliğinin bilinmesine rağmen bu sefer de, yatırımı finanse edecek, teknolojik altyapıyı ve donanımı kurumsallaştıracak çözüm maliyetlerini üstlenecek kredi desteği bulmak bir dert haline geliyor. Görüldüğü gibi hepsi bir kısır-döngü içinde gelişen olumsuz durumlar.
Kısır-döngüyü kıracak olan şey ise, bir anda ve yoğun şekilde teknolojik yatırımlara finansman aramak değil, öncelikle makul bir finansman desteğiyle web odaklı çözümler ve Internet olanaklarının kullanılmasına yönelik etkin yazılımların uygulanması ve kurumsallaşmasından geçiyor. Buna kısaca \”e-ticarete giriş\” diyebiliriz. Bu çözüm, etkili e-ticaret çözümleri için olmazsa olmaz bir konudur ve kurumsal anlamda bir başlangıç noktasıdır. Herhangi bir KOBİ´nin dış ticaret ve ihracat olanaklarından yararlanabilmesinin yolu, öncelikle tanıtım-pazarlama gücü ve potansiyel dış alıcılara ya da pazarlara ulaşabilme olanaklarını kazanmasıdır. Bu olanakları o KOBİ´ye sağlayacak ise, Internet ve Internet üzerine odaklanmış bir ticaret, yani e-ticaret yapılanmasıdır.
Konuyla ilgili uzmanlar, özellikle imalat sektöründe bu tip bir yapılanmaya gitmiş küçük-orta ölçekli firmaların, kendilerine Internet odaklı etkin çözümler sunmuş uzman bilişim firmaları ve çözüm ortakları sayesinde, doğrudan ihracata yönelik üretime geçtiklerini belirtiyorlar. Dahası, kısa bir süre önceye kadar çoğu firmanın e-ticaret deyince sadece \”e-mail\”kullanmak olduğu bilincinin de kırıldığını ifade ediyorlar.
Görüldüğü üzere ihracata yönelmeyi engelleyen ve yukarıda ifade ettiğimiz kısır-döngünün ortadan kalkması, firmaların büyük oranda, KOBİ´lere sonsuz olanaklar sunan Internet ve e-ticaret çözümlerine kilitlenip, öncelikle bu alanda yatırıma yönelmelerinden geçiyor. Buna bağlı olarak da, zincirin kırılması için her şeyden önce ağ otomasyonunun getirdiği verimlilik ve maliyet avantajının sağlanması ve de Internet penceresinden firmaya uluslararası bir bakış açısı, tanıtım ve pazarlama gücü olanaklarının elde edilmesinden geçiyor. Bu da hiçte zor değil. Geleneksel pazarlama yöntemlerinin ihracat söz konusu olduğunda yetersiz kalması, KOBİ ihracat sorunlarına \”ihracat pazarlaması\” yaklaşımıyla bakmasını gerekli kılıyor. Bu bakışı sağlayacak tek kapı ise, işte bu Internet odaklı web çözümlerini profesyonel şekilde uygulayabilme inisiyatifine bağlı.